Yekaterinburg'un tarihi, 18. yüzyılın başlarında Ural'ın endüstriyel gelişiminin başlamasına dayanıyor. Bu dönemde doğal kaynaklarıyla zengin Orta Ural'da çok sayıda dökümhane, bakır ve demir fabrikası açıldı. Dönemin Rusya'sının en büyük metal işletmeciliği olan Yekaterinburg fabrikasının ise bu fabrikalar arasında özel bir yeri vardı.

7 (18) Kasım 1723'te İset Nehri kıyısında inşa edilen Yekaterinburg Metalurji Fabrikası'nda demir dövme çekiçleri faaliyete geçirildi. Bu tarih, Yekaterinburg'un kuruluş tarihi olarak görülüyor.

1. ©Sputnik/Pavel Lisitsyn/Yekaterinburg'daki eski tren istasyonu önündeki meydan
2. ©Sputnik/Sergey Pyatakov/Yekaterinburg'daki Novo-Tihvinskiy Manastırı'nın Aleksandr Nevskiy Katedrali
3. ©Sputnik/Pavel Lisitsyn/Yekaterinburg'da bulunan Rastorguyev-Haritonov Saray'ındaki kubbeli yapı

Rusya topraklarındaki ilk altın yatağı Mayıs 1745'te bu bölgede bulundu. Kentin kuruluşundan 100 yıl sonra Yekaterinburg Altın Vadisi olarak anılan bölgede 85'ten fazla altın yatağı keşfedildi.

1831 yılında kentin civarında ilk zümrüt yatağı bulundu ve zümrüt madenlerinin çok zengin olduğu ortaya çıktı. Çalışmaların yalnız ilk 30 yılında 2227 kilogram zümrüt çıkarıldı. O dönemden beri altın ve zümrüt yataklarının yanı sıra Ural'da safir, akvamarin, elmas ve diğer değerli, yarı değerli taş ve süs taşı rezervleri de keşfedildi.

1. ©Sputnik/Yuriy Somov/Yekaterinburg mücevharat fabrikasında üretilen suni zümrütler
2. ©Sputnik/Pavel Lisitsyn/Yekaterinburg Paslanmaz Metal Fabrikası'nda üretilen altın külçeler
3. ©Sputnik/Pavel Lisitsyn/Yekaterinburg'daki Ural Jeoloji Müzesi'nde bulunan Ural meteorlarının anıtsal maketi

Bu masalsı zenginlik karşısında aslında şaşırmamak gerekiyor; zira eski bir Başkırt masalında denildiği üzere Doğu eteklerinde Yekaterinburg'un olduğu Ural Dağları, devin sihirli kemeridir.

Yekaterinburg günümüzde, Moskova, St. Petersburg ve Novosibirsk'ten sonra 1.5 milyon nüfusuyla Rusya'nın en büyük dördüncü kenti.

Yekaterinburg'un tarihi merkezinde Kırmızı Hat isimli turistlere şehirdeki görülmesi gereken yerler için rehberlik eden bir yürüyüş noktası var. Kırmızı Hat'ta mobil bir rehberlik sistemi var. Her gezi noktasında bulunan telefon numaraları aranarak, bulunulan yerin tarihi ile ilgili Rusça veya İngilizce olarak bilgi sahibi olunabiliyor. 1905 Meydanı'ndaki Lenin Anıtı'ndan başlayıp yine anıtın yakınlarında sona eren Kırmızı Hat üzerinde kentteki 35 turistik cazibe noktası mevcut. Onlardan bazıları da şöyle.

Yekaterinburg'un en eski sokaklarından olan İşçi Gençlik Sahili, Şehir Göleti'nin sağ kıyısı boyunca uzanıyor. Geçmişte bu iki kilometre uzunluğundaki sahil şeridi üç bölgeye ayrılıyordu. Bunlardan biri, 1919'a kadar 'eski kent' bölgesi olarak sayılabilecek Gimnaziçekaya bölgesiydi. Buradaki ilk yapıların inşası Yekaterinburg Kalesi ve fabrikasının inşa edildiği 1763 yılında başladı.

Kırmızı Hat üzerinde kentin mimari yapısı ve görkemli görüntüsüyle şaşırtan Sevastyanov'un Evi isimli bir turistik cazibe noktası bulunuyor. Başta klasik tarzda inşa edilen yapı, 1866 yılında neo-barok, neo-gotik ve neo-moorish unsurlarla süslendi.

1. ©Sputnik/Pavel Lisitsyn/Yekaterinburg Devlet Opera ve Bale Tiyatrosu ile Yakov Sverdlov Anıtı
2 - 4. ©Sputnik/Pavel Lisitsyn/Alexey Filippov/Yekaterinburg'daki Tüm Azizler Kilisesi

Kırmızı Hat'ın biraz daha ilerisinde 2003 yılında, Çar 2. Nikolay ile ailesinin infaz edildiği ve 1977'de yıkılan İpatiyev Evi'nin bulunduğu yere inşa edilen Tüm Azizler Kilisesi yer alıyor.

Kırmızı Hat üzerindeki bir başka cazibe noktası da 1904-1912 yıllarında Viyana baroğu tarzında inşa edilen Yekaterinburg Opera ve Bale Tiyatrosu.

1. ©Sputnik/Pavel Lisitsyn/Yekaterinburg'daki Vısotskiy Kulesi'ndeki seyir terasından İset Göleti manzarası
2. ©Sputnik/Konstantin Chalabov/Vısotskiy seyir terasından Yekaterinburg manzarası
3. ©Sputnik/Pavel Lisitsyn/Vısotskiy Kulesi'ndeki seyir terasından Yekaterinburg Sirki manzarası
4. ©Sputnik/Konstantin Chalabov/Yekaterinburg'daki Vısotskiy Kulesi'ndeki seyir terasında bir çocuk

Yekaterinburg'u görmek için Kırmızı Hat üzerinden yürümekten başka bir yöntem daha var. Üstelik bu yöntemle hızlı yürümek veya bir yerden başka bir yere gitmek gerekmiyor; yalnızca Vısotskiy Kulesi'ndeki seyir terasına çıkmak yetiyor. 186 metre yükseklikteki terasta tüm Yekaterinburg gözlerinizin önüne seriliyor. Kenteki eski malikâneler, konstruktivist mimari yapılar (Yekaterinburg'da dünyanın en büyük mimari yapı koleksiyonundan biri yer alıyor), yol boyu uzanan altın rengi kilise kubbeleri görülebiliyor.

Yekaterinburg'un 2018 FIFA Dünya Kupası'na ev sahipliği yapacağı 29 Eylül 2012'de belli oldu.

Maçlar, FIFA Dünya Kupası sırasında 'Yekaterinburg Arena' olarak anılacak Merkezi Stadyum'da gerçekleştirilecek. Bu stadyum içerisindeki futbol sahası ve atletizm parkuruyla kentin en büyük spor tesisi.

Stadyum şimdilerde FIFA'nın talepleri doğrultusunda yeniden inşa ediliyor. Tarihi bölümü korunacak olan tribünler, yeni stadyumun bir parçası haline gelecek.

FIFA Dünya Kupası süresince stadyumda 13 bini geçici tribünde olmak üzere 35.000 kişi yer alabilecek. Şampiyona sonrasında geçici tribünler söküldüğünde stadyumun kapasitesi 23 bine düşecek. Stadyumun saha boyutu ise 105x68 metre.

15, 21, 24 ve 27 Haziran'da Yekaterinburg Arena'da dört grup maçı yapılacak.

Uçakla ulaşım: Yekaterinburg'daki Koltsovo Uluslararası Havalimanı, Rusya'nın en büyük bölge havalimanı. Moskova'dan kente uçuş süresi 2,5 saat.

Trenle ulaşım: Moskova ve St. Petersburg'dan Yekaterinburg'a trenle de ulaşım sağlanabiliyor. Kente Moskova'dan ulaşım 1 gün 5 saat, St. Petersburg'dan ise 1 gün 11 saat sürüyor.