"Tshinvali alev alev yanıyordu"
'5 Günlük Savaş'ın tanıkları yaşadıklarını anlattı.
Gürcistan güçleri 7 Ağustos 2008'de gece yarısına yakın Tshinvali ve çevresine topçu ve füze sistemleriyle ateş açtı. Sabah saatlerinde de Rus barış güçlerinin bulunduğu üsse saldırıldı, dönemin Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev, Güney Osetya'ya Rus birliklerini gönderme kararı aldı.
Savaş 5 gün sürdü. Gürcistan'ı barışa zorlamaya yönelik operasyon 12 Ağustos'ta sona erdi. Gürcistan ordusu yıkıcı bir mağlubiyet yaşadı. '5 Günlük Savaş'ın 10. yıldönümünde Sputnik, Tshinvali'ye gidip vatanlarını nasıl savunduklarını ve o günlerin nasıl geçtiğini bölge halkına sordu.
"Bunu yapanlar insan olamaz"
Gürcistan Silahlı Kuvvetleri'nin saldırısına maruz kalan Tshinvali şehri



Güney Osetya Savunma Bakan Yardımcısı Albay Vadim Siukayev Ağustos 2008'de ordunun birimlerinden birinde subay olarak görev yapıyordu. Tshinvali'nin yerleşim birimleri Gürcü ağır silahları yüzünden yerlebir olduğu sırada, kent merkezindeki komutanlığı yönetiyordu.

Krizin başladığı tarih resmi kayıtlarda 8 Ağustos olarak geçse de, ondan önceki birkaç hafta savaşın 'emeklemeleriyle' geçti.





Siukayev o günleri şöyle anlattı: "Bizim taraftan kayıplar vardı, Gürcüler bizi temas hattında, iç bölgelerde sürekli provoke ediyordu, keskin nişancılar görev yapıyordu. Tek yapabileceğimiz kendimizi savunmaktı. Güney Osetya 60 bin kişilik küçük bir ülke. Gürcistan'ın nüfusu ise neredeyse 4 milyon. Bizim ordumuz sayı ve askeri güç bakımından kıyaslanabilir değil. Rusya'nın yardım edeceğini de henüz bilmiyorduk."
Askeri çatışmalar aktif olarak 7 Ağustos, 23:35'te başladı. Gürcü ordusu her türlü konvensiyonel silahı kullanıyordu:
"Meydanlara dağılmışlardı. Amaçları çatışma noktalarını bastırmak değildi, sınırlarda yoklardı."

"Düşman Tshinvali'yi rastgele bombalıyordu. Tamamen sivil noktaları, savunma ile hiçbir ilgisi olmayan yerleşim birimlerini, kamusal altyapıları bombalıyolardı. Ülkemizi boş bir tarlaya çevirmek, sivilleri korkutmak ve yok etmek istiyorlardı."
Vadim Siukayev
Gürcüler ilk yaptığı Osetya askerlerinin tüm bağlantı kanallarını koparmak olmuştu. Kent tamamen elektriksiz bırakılmıştı, seyyar haberleşme sistemi çalışmıyordu. Birimlerin yönetimi yetersiz kalıyordu. Bu da Gürcistan ordusunu neredeyse hiçbir engelle karşılaşmadan 8 Ağustos'ta ülkenin topraklarına piyade birliklerini sokmasını mümkün kılmıştı. Gürcü birlikleri sabah 3:00-4:00 civarında kente girmişlerdi bile. Sokak çatışmaları başlamıştı, özellikle de Tshinvali'nin güneybatısında.
Rus askerler ve Güney Osetyalı milisler, Gürcistan Silahlı Kuvvetleri'nin saldırısına uğrayan Tshinvali'de

Siukayev, şöyle devam etti: "Yoğun bir bilgi eksikliği söz konusuydu. Etrafta neler olup bittiğini bilmiyorduk. Seyyar radyolar henüz çalışır durumdayken birçok dostumun öldüğünü öğrendim. Meslektaşlarım, birlikte çalıştığım insanlar, eski okul arkadaşlarım ölmüştü. Çok korkunçtu."


"İlk patlamalar sırasında kent sakinleri bodrum katlarına ve sığınaklara saklandı. Ancak bombardımanlar arasında verilen kısa molalarda siviller aileleriyle birlikte özel araçlarıyla kenti terk etmeye çalışıyordu. Gürcü tankları onlara ateş etmti. Kadınlar ve çocuklar doğrudan ateş altında kalmıştı, tankların altında ezildi. Göçmen konvoyuna saldırılması sonucunda Güney Osetyalı çok sayıda sivil hayatını kaybetti. Bunu yapanlar insan olamaz."
"Savaşın üzerinden 10 yıl geçti. Tüm hayatını Güney Osetya'da geçirmiş biri olarak kendimden emin bir şekilde en huzurlu yaşadığımız günlerin bugünler olduğunu söyleyebilirim. Rusya sayesinde, ülkemize konuşlandırdığı ve Gürcistan ordusunun askeri gücünün ilerisindeki 4 üs sayesinde bizi kimse rahatsız edemiyor. Bunlar kesinlikle huzur dolu yıllar."
Vadim Siukayev
Tshinvali yanıyor


Gürcistan ordusu 8 Ağustos sabahı Tshinvali'nin dışında yer alan Rus barış güçlerinin bulunduğu üsse saldırdı. Bu üs yalnızca 200'ü aşkın askerin, gözlem kulelerinin, ek yapıların bulunduğu 3 katlı bir binaydı.

Tshinvali çevresindeki yıkılmış Rus barış gücü üssünün görümünü
Astsubay Maya Bestayeva, bu üste hemşirelik yapıyordu.

Savaşın ilk saatlerini hatırlarken gözleri yaşlarla doluyor: "Tshinvali alev alev yanıyordu. Askerler daha sonra, sabah saatlerinde ateş açmaya başlamıştı. Gürcüler üssümüzü sarmıştı, her taraftan top mermileri geliyordu, tanklar sabit nişangâh mesafesinden ateş ediyordu. Hemen ölen ve yaralananlar oldu."

Üsteki birliğin komutanı Konstantin Timerman bacağından ciddi şekilde yaralanmıştı. Maya ilk yardımda bulunmak için ona ulaşmaya çalışıyordu, ancak kendisi de kolu ve omzundan yaralanmıştı. Yine de çalışmaya devam etmiş, sağlam koluyla askerlere iğne yapmaya, serum takmaya devam etmişti.

Saatler süren savunmanın ardından üssün zapt edilmesi imkânsız hâl almıştı. Birçok tesis Gürcü tank ve ağır silahlarıyla imha edilmişti.

Düşman hücumu güçlendirmişti, daha yoğun ateş açılıyordu. Çatışma bölgesinde ayrıca onlarca sivil de korunuyordu, onların ateş hattından çıkarılması gerekiyordu. Birlik komutanı yola çıkma kararı almıştı.

Maya Tshinvali'de doğup hayatının büyük bölümünü burada geçirmişti. Bölgeyi iyi biliyordu ve sivillerin çıkarılmasına yardım etmişti. Savaştan sonra Maya 3 yıl tedavi gördü, ancak tamamen iyileşemedi.
Sivil kahramanlık örneği
Tshinvali Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi Başkanı Aleksandr Pliyev'e göre, ülkedeki savaş 1990'lı yıllardan beri devam ediyordu.

Askeri çatışmalar bir duruyor, bir başlıyordu. Gürcistan'ın başına Mihail Saakaşvili'nin geldiği 2004 yılından beri, saldırılar düzenli hale gelmişti. Doktorlar acil durum modunda çalışıyordu.
Pliyev, 6 Ağustos'tan 7 Ağustos'a, tüm gün nöbetteydi ve dinlenmeye hazırlanıyordu. Zor bir nöbet olmuştu. Hastaneye 24 saatte 6 yaralı getirilmişti.

Pliyev, şunları söyledi: "Büyük çapta bir işgal beklemiyorduk, çünkü bir önceki gün Saakaşvili savaşın bittiğini söylemişti. Herkes çok sevinmiş, sofrarını kurmuş, rahatlıyordu. Ancak içimde kötü bir his vardı, işe geri dönmeye karar vermişti. Tam da zamanında dönmüşüm."
Tshinvali'den hastaneye kaldırılan yaralı

İlk yaralılar hastaneye ancak sabah 5:00'da getirilebilmişti. Hastane binası sürekli topçu ateşi altındaydı, yaklaşmak mümkün değildi.

Tüm gece doktorlar ve hemşireler bodrum katına 60 hasta taşımıştı. Her şey el yordamıyla yapılmıştı, elektrik kesilmişti, asansörler de çalışmıyordu.
Pliyev "Bombaların alevleri duvarları aydınlatıyordu. Hemşirelerimiz ve doktorlarımız gerçek bir sivil kahramanlık gösterdiler. Yakınlarını, çocuklarını bırakıp yerde sürüne sürüne hastaneye gelmişti, yaralılara yardım etmek için mermilerin altından geçmişlerdi" ifadelerini kullandı.

"288 yaralı kabul ettik, 112 ciddi ameliyat gerçekleştirdik. Etrafta su ve kanalizasyon boruları vardı. Işık yoktu, hasta ve doktorların üzerine su akıyordu. İlaçlar yetersizdi, çalışanlar hastalara bizzat kendi kanlarını verdiler. Hastaneye gelenlerin çoğu sivildi, ağır yaralılardı."

"Ancak uzuv kesme ameliyatlarına girişmedik, her kol ve bacak için mücadele ettik. En şaşırtıcı olansa hiç komplikasyon olmaması, 288 hastanın hiçbirini kaybetmedik."

Kahramanların hatıraları yaşatılıyor
Günümüzde Tshinvali, çoğunlukla az katlı binaların bulunduğu sakin ve temiz bir şehir. Çatışmalarda zarar gören binalar onarılmış durumda, sadece bazılarının duvarlarında kurşun ve mermi izlerini görmek mümkün.
Rusya'nın desteğiyle şehirde yeni üniversite binası, modern itfaiye istasyonu, tiyatro, birçok sosyal altyapı tesisi inşa edildi.
Hayatını kaybeden Rus ve Osetyalı askerlerin isimlerinin yazıldığı anıt levhaları ve anıtları, savaş döneminden kalan hatıralar.

Sözgelimi bir okul binasının duvarına Rostov bölgesinden 6 askerin isimlerinin yer aldığı mütevazi anıt levhası asılı. Görünüşe göre, burası ölen askerlerin son çatışma noktasıydı. Biraz ilerideki karşı sokakta şehri koruyan ve hayatını kaybeden askerler anısına dikilmiş bir anıt bulunuyor.
Tshinvali'nin kenar mahallesinde de çevredeki evlerin sakinleri için önemli bir yer bulunuyor. Burası, Amiran Bagayev ve Azamat Jioyev isimli 2 Osetyalı askerin hayatını kaybettiği yer.

Gürcü zırhlı araçları ve piyade birliklerinin ilk hücumuna maruz kalanlar onlardı.
Bölge halkından biri, bu askerlerin kahramanlıklarını şu sözlerle anlattı:


"Buradaki herkes onları tanıyor. Bu mahallede yaşıyorlardı. Buradan sadece onlarca mesafe uzaklıkta çatışma yaşandı. Gürcüler tanklar ve zırhlı araçlarıyla buraya doğru geliyordu. Gürcüler bu bölgeyi ellerine geçirseydi tüm şehri kontrol altına alacaktı. O zaman bizimkilerden sadece 8-9 kişi vardı. Bagayev bombaatarla ateş etti, tankı vurmayı başardı. Tanktan da karşı ateş açıldı, sonunda da Amiran'ın bulunduğu bina yıkıldı. Ama Gürcülerin ilerlemesi durduruldu, çatışma başladı. 30-40 dakika sonra ise takviye birliklerimiz yetişti. Yani bu sayede Gürcü güçleri durduruldu."
Sınırda hayat
Tshinvali'deki evinin bahçesinde iskambil oynuyan bir grup adam
Güney Osetya'da köken olarak Gürcü olan çok sayıda kişi yaşıyor. Gürcülerin yoğunlukta olduğu yer ise Leningor sınır kasabası. Bu kasaba aynı zamanda Gürcistan'a gidebileceğiniz tek sınır kapısı.

Savaştan hemen sonra, birçok Gürcü taciz ve katliamlar olabileceği endişesiyle evlerini terk ederek Gürcistan'a gitti. Ancak, korktukları başlarına gelmedi. Bu nedenle insanlar yavaş yavaş evlerine geri döndü. Şimdi Leningor bölgesinde yaklaşık 4 bin 500 Gürcü yaşıyor.
Gürcistan'a geçiş noktası oldukça hareketli bir bölge. Rus sınır muhafızlarına göre, günde 150'ye yakın, otomobil, kamyon ve otobüs buradan geçiş yapıyor.

Gürcistan'dan satış için ağırlıklı olarak meyve ve sebze getiriliyor. Leningor'un birçok sakini sınırın diğer tarafında, yani sadece 40 dakika uzaklıktaki Tiflis'te çalışıyor.
Osetyalılar, Ruslar, Gürcüler Leningor'da barış içinde yaşıyorlar. Birbirlerine karşı kin ve nefret gütmüyorlar. Bölge sakinleriyle konuştuğunuzda Gürcü halkının, tüm bu zaman boyunca ülkelerinin liderlerinin ihtiraslarının esiri olduğunu anlıyorsunuz. Sözgelimi burada bir anaokulu var ve bu okulda ağırlıklı olarak Gürcü kökenli eğitimciler çalışıyor.
Anaokulu öğretmeni Tinatin Benidze "Okulumuzda yaklaşık 60 çocuk var. Benim için hiçbirini diğerinden farklı değil. Osetyalı, Gürcü, Rus hepsini eşit bir şekilde yetiştiriyoruz. Onlar bizim çocuklarımız" ifadelerini kullandı.
Made on
Tilda