Bildiğinizden başka bir Suriye: Yıkıntılardan turizme
Jaklin Babiyeva
Şam'da uçaktan indiğimde Arap parfümlerinin, rutubet ve yaseminin birbirine karışmış kokusunu aldığımda harika hissettim. Bu benim için yıllardır özlemini çektiğim ve bir daha almak istediğim 'ev kokusuydu.'

Hem Rusya'yı hem Suriye'yi vatanı olarak gören 26 yaşındaki Jaklin hikayesine böyle başladı. 3 yıl sonra Suriye'ye döndü ve kâh hüzün kâh sevinç yüklü izlenimlerini Sputnik'le paylaştı.
...Benim adım Jaklin. Babam Suriyeli, annem Rus, bu nedenle hayatımın büyük bölümü iki ülkede yaşıyorum. Okul yıllarında tüm tatilleri Suriye'de geçirdim, enstitüdeki yıllarım da burada geçti. İşe başlamamla birlikte doğal olarak daha az gelip gitmeye başladım. Sonra da savaş başladı. Ancak annem ve babam hâlâ Suriye'de yaşıyor. Babam çalışıyor, sonunda ben de en sevdiğim ülkeye gelebildim.
"Suriye'ye gitmenize izin vermiyorum!"
Dürüst olmam gerekirse, buraya gelmekten korkmadım. Kocam Seva da korkmadı, çünkü benden dolayı Suriye hakkında çok şey biliyor, Arapça yayınları; Suriyelilerin, tanıdıklarımın sosyal medyada yazdıklarını sürekli okuyoruz.
Trump bahar döneminde Suriye'ye saldırı gerçekleştirebileceklerini söylediğinde kayınbabam, Seva'nın babası "Suriye'ye gitmenize izin vermiyorum, pasaportlarınızı yerim, hiçbir yere gitmiyorsunuz" dedi. Eşimin ailesini buranın tehlikeli olmadığı, tek kızı olduğum babamın güvenli olmasa sorumluluk almayacağı, beni çok sevdiği konusunda ikna etmemiz zor oldu. Seva'nın dostları, iş arkadaşları da sanki onu Suriye'ye, son yolculuğuna uğurluyormuşlar gibi benzer tepkiler verdi.
Yine de hayalimizi gerçekleştirdik, bu yaz direkt uçuşla ikinci vatanım Suriye'yi görmek için Moskova'dan Şam'a geldik.
Eve giden yol
Şam'a geldik, Lazkiye'ye doğru yola çıktık. Tabii ki Şam'ın dış mahalleri ve dolaylarının yıkılmış olmasını bekliyordum, ama bu kadar değil. Başta taksiyle otogara kadar giderken sevdiğiniz şehri tanıyorsunuz, her şey yolunda. Ancak dış mahallelere yaklaştıkça birden onca mahallenin yerle bir olduğunu görüyorsunuz.
Left
Right
Humus'u geçip arazilerin bittiği ve Akdeniz ikliminin başladığı çizgiyi geçtiğimizde, her şey yeniden değişti. Buralarda neredeyse hiçbir şeyin zarar görmediğini görüyorsunuz. Hatta dışarıda tamamen başka bir manzara ve keskin bir sakinlik hissinin olması kocamın dikkatini çekti.
Ülkemin nasıl değiştiğini gördükçe gözlerim yaşla doldu. Bu gözyaşları çok karışık hislerle doluydu. Bir yandan üzüntü, bir yandan sevinç vardı. Zira en azından burada Lazkiye'de her şey bitmişti. Lazkiye'de şimdi savaş yoktu. Halbuki annem 6 ay önce Şam'da babamla bir kafede otururken özellikle buradaki dış mahallelerden çatışmaların, yaylım ateşlerinin seslerinin duyulduğunu anlatıyordu.
Başka bir Suriye
İnsanlar şimdilerde sadece savaş Suriye'sini biliyor, ancak başka bir Suriye de var. Lazkiye'deki tüm oteller yaz sonuna kadar doluydu. Bu arada daha önce buraya Basra Körfezi ülkelerinden gelen misafirler geliyordu, ancak şimdi kentte Şam, Humus ve Halep'ten araçlar dolaşıyor. İnsanlar normal hayatına dönüyor, hayatının keyfini çıkarıyor. Elbette enflasyon yüzünden her şey Suriyeliler için çok pahalı.
Ancak bence Suriye halkı ne olursa olsun yenilmeyecek, zira insanlar yine de bir derece iyimser bir ruh halinde ve yoktan var etmeyi biliyorlar. Seyahat etme imkanı buluyorlar.
Lazkiye ve Şam'da bulunduk. Lazkiye'nin yakınlarındaki Baniyas kentine gittik. Burada da iki-üç yıl önce askeri eylemler vardı. Türkiye sınırındaki dağlarda bulunan Keseb kasabasına gittik, burası El Nusra'nın neredeyse yeryüzünden sildiği küçük bir Ermeni kenti.
Dağlık bölgede küçük bir kente daha gittik. Buradan teröristler ve aşırıcıların şimdiye kadar yığıldığı İdlib görünüyor. Yakınlarımız silah sesleri duymamız halinde korkmamamız, teröristlerin uzak olduğu, sesin sadece yankı yaptığı konusunda uyarmıştı.

Lazkiye'nin yanıbaşındaki muhteşem plajları, antik kaleleri gördük. Mesela 2006'dan beri UNESCO Dünya Mirasları Listesi'ndeki Selahaddin Kalesi'ni, tapınak şövalyeleri kalesi Krak des Chevaliers'i…
Suriye hâlâ turistler için ulaşılabilir bir yer. Lazkiye'de herhangi bir yere taksi ile gelmek maksimum 75 cent (4 buçuk lira) tutuyor. Şam'da 2-2 buçuk dolar (Yaklaşık 13 tl). Kahve 1 buçuk dolar (9 tl).
Left
Right
Başka Suriyeliler
Savaş çok şeyi değiştiriyor, buna insanlar da dahil. Savaşın Suriyelilerin karakterlerini değiştirmediğini söylemek mümkün mü? 3 yıl önce Suriye'ye 1 buçuk yılın ardından döndükten sonra insanların nasıl değiştiğini, daha sinirli, güvenilmez olduğunu görmek beni çok üzdü. İnsanlar birbirine karşı çok daha temkinli davranmaya başlamıştı. Özellikle de yabancılara karşı. Halbuki Suriyeliler dürüstlükleriyle, güvenilirlikleriyle farklılık gösteren bir halktır. Suriye'de daha önce kimse kapılarını kapatmaz, arabalarını kilitlemezdi.

Şimdi eski Suriye'mi görebiliyorum, çünkü insanlar yine birbirlerine kendilerini açmaya, yardım etmeye başlamışlar. Ayrıca savaşa da alışmışlar, ben de öyle.
Savaşın başlarında sürekli sanki olmam gereken yerde olmadığımı, acilen bilet alıp Moskova'dan Suriye'ye gidip ülkeme yardım etmem gerektiğini düşünüyordum. Artık daha az haber izlemeye, arkadaşlarımın, tanıdıklarımın, Suriyeli bloggerların yazdıklarını okumaya başladım. Yakınlarımın yakınlarında bir şey olduğunda hemen telefon açıp her şeyin yolunda olup olmadığını öğreniyorum.

Ama yıllar geçtikçe duygular nasır tuttu. Artık histeri geride kaldı, bunun her gün olduğuna, bununla barışmam ve gün gelip tanrının izniyle her şeyin biteceğine dair bir bilinç oluştu.
Suriyeliler de kesinlikle olanlara böyle yaklaşıyor. Bir Suriyeli ile konuştuk, Trump'ın Tomahawk füzelerinden birinin isabet ettiği bir apartmanda yaşıyor. Ona "Geceleri binanızın bombalanması sonucu uyanmak nasıl bir şey?" diye sordum. O da bana "Bizim eve değil, girişe denk geldiğini anladıktan sonra yatıp uyumaya devam ettik" dedi. Maalesef, belki de neyse ki, duygular köreliyor.
Biz Süveyde'de terör saldırısı olup 200 kişi öldüğünde Suriye'deydik. Bu olay bile Suriyelilerin moralini bozmamıştı. İnsanlar kentlerin, mesela Halep ve Humus'un giderek yeniden canlanmasının, göçmenlerin evlerine dönmesinin mutluluğunu yaşıyor. Ben de kendi adıma halkımın her zamanki haline dönmesinden mutluluk duyuyorum.
Made on
Tilda