Komsomolskaya Pravda (KP) gazetesi muhabirleri Yevgeniy Belyakov ve Vladimir Velengurin, Rusya Merkez Bankası'nın ana altın deposuna giren ilk Rus basın mensupları oldu. İkili, ülkenin altın deposuna dair bazı sırları gün yüzüne çıkaran fotoğrafları Sputnik'le paylaştı.
METREKAREYE BİR TON ALTIN
Deponun tamamında mühürlenmiş ve birbiri üzerine istiflenmiş, nizami şekilde sıralanmış kafesli konteynırlar dizili. Dış görünüş açısından pek olmasa da, kaplanan alanın bu kadar büyük olması etkileyici.
Merkez Bankası'nın uluslararası rezervlerindeki altın miktarı şu anda 1.800 tonun üzerinde. Buna göre, Rusya altın rezervleri bakımından dünyada altıncı sırada. 10 yıl önce Rusya'nın uluslararası altın rezervlerindeki payı yüzde 3'tü. Ancak son yıllarda Merkez Bankası'nın rezervlerini arttırması ile bu oran yüzde 17'ye ulaştı.
Rusya, Batılı ülkelerin 2014 yılında uygulamaya başladığı yaptırımların ardından aktif bir şekilde altın satın almaya başladı. O tarihten beri Rusya yılda ortalama 100 ton altın edindi. Daha sonra ise satın alma oranı iki katına çıktı. 2016'da olduğu gibi 2017'de de Merkez Bankası 200 tondan fazla altın satın aldı.
Altın rezervleri ülkenin can simidi olma özelliği taşıyor. Herhangi bir kriz durumunda ya da döviz rezervlerinin yetersiz kaldığı hallerde altın rezervleri satılabildiği gibi rehin de verilebiliyor. Zira altın uluslararası pazarlarda hâlâ talep görüyor.
Çarlık dönemindeki 1914 yılı başlarında Rusya'nın rezervlerinde 1312 ton altın vardı. Rusya o dönem ABD ve Fransa ile dünyanın en fazla altın rezervi bulunan üç ülkesi arasındaydı.
1917'deki devrimden 10 yıl sonra Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) rezervlerindeki altın miktarı 150 tona düştü. Buna Birinci Dünya Savaşı ve yeni Sovyet hükümetinin harcamaları neden oldu.
Joseph Stalin'in iktidara gelmesinin ardındansa SSCB'nin altın rezervleri hızla yükselmeye başladı. 1941 yılında altın rezervleri miktarı 2800 tona ulaşarak ülke tarihindeki en yüksek seviyesine çıktı.
1991 yılında SSCB'den Rusya'ya yalnızca 290 ton altın miras kaldı. Rusya, sıfırdan rezerv biriktirmeye başlamak zorunda kaldı.
Yılda ortalama 300 ton altın üretilen Rusya, bu anlamda yalnızca Çin ve Avustralya'nın gerisinde kalıyor. 'Zoloto i Tehnologiya' (Altın ve Teknoloji) dergisinin verilerine göre, Rusya'nın ana altın yatakları Uzak Doğu, İrkutsk ve Krasnoyarsk bölgesinde bulunuyor.
KP foto muhabiri Vladimir Velengurin Novosibirsk'teki devlet altın üretim rafinerisini ziyaret etti.
Her bir külçe üzerine külçenin üretim yerini, üretim yılını, oranını ve ağırlığını anlamayı sağlayan üretici firmanın ticari işareti koyuluyor.
Her bir külçedeki altın oranı yüzde 99.95 ilâ yüzde 99.995 arasında değişiyor. Yüzde 100'lük oranı ise demir, platin, paladyum, rodyum, kurşun, gümüş, bakır, nikel gibi metal kalıntıları tamamlıyor. Ancak bunların külçedeki oranı sıfıra yakın.
Altının piyasa değeri sürekli değişiyor. Ürün borsada işlem görüyor. Günümüzde standart bir külçenin değeri 550 bin dolar. Yaklaşık 250 kilogram ağırlığındaki tek bir konteynırın değeri ise 10 milyon dolardan fazla.
Külçe dökümhanesinde çalışmak zor bir iş. Her gün 13 kilogram ağırlığındaki külçeleri taşımak kolay değil. Ayrıca bu arada birçok talimata uyulması gerekiyor. Çalışanların her bir hareketi bir düzen içinde.
İşçiler külçelerle çalışırken çok dikkatli davranıyor. Zira külçelere zarar verilmesine müsaade edilmiyor. Koruyucu kafesin içindeki altının mükemmel durumda olması gerekiyor.
Altının tartıldığı tartı ise bilardo masalarındaki gibi yeşil bir örtü ile kaplı. Bu örtü altının çizilmesini veya başka türlü zarar görmesini önlüyor.
Dünya üzerinde ne kadar altın olduğunu bilmek güç. Ancak yaklaşık 190 bin ton olarak tahmin ediliyor. Bunun büyük kısmı çoğunlukla mücevher halinde insanların elinde bulunuyor. 33.5 bin ton altın da ülkelerin merkez bankalarının rezervlerinde. Geri kalanı ise büyük şirketler ve vakıflar tarafından yatırım amaçlı kullanılıyor. Altın ayrıca dişçilik, elektronik ve diğer sektörlerde de kullanan bir metal.
ALTIN REZERVLERİNİN BÜYÜKLÜĞÜ BAKIMINDAN DÜNYANIN İLK 10 ÜLKESİ (Dünya Altın Konseyi'nin Kasım 2017 verilerine göre)
"Altının değeri her zaman artar" gibi genel bir kanı vardır. Bu kanı birçok uzman tarafından da dile getiriliyor. Ancak genel dinamiklere bakıldığında böyle bir durum söz konusu değil. Bazı dönemlerde uzun vadeli bir artış olurken, bazı dönemlerde de onlarca yıl süren bir durağanlık yaşanıyor. Bu nedenle, önümüzdeki yıllarda altının nasıl seyir izleyeceğini tahmin etmek imkânsız.