19. yüzyılda, en iyi cinslerden biri olan Orenburg kıllı keçisi yetiştirilmeye başlandı ve günümüze kadar da devam ediyor. Ataları Keşmir keçileri olan Orenburg keçilerinin kılları incelik, esneklik ve iyi eğirme özellikleriyle farklılık gösteriyor. Bu keçi kılı, ünlü halk örgü zanaatının temelini oluşturuyor. |
Keçi, ocak ayı sonlarında ve şubat başlarında taranır. Tarandıktan sonra, kıl çöplerden temizlenir, daha sonra yıkanır ve yumuşaması için tekrar taranır. |
Keçiden alınan kıllar birkaç kez tarakta taranır. İyi kıllar taraktan alınır ve kalan telefiler tarak dişlerinde birikir. |
Minnur İşmuhametova, keçi kılından ip eğiriyor. |
Yapılan iş, kurutmak ve şekil vermek için, bir çember üzerine geçirilir. Nakış çerçevesi elle yapılır, belli aralıklarla çivi çakılır ve daha sonra şal gerilir. |
Tamamlanmış şal. Minnur İşmuhametova tarafından yapılan bir şaheser. Şalın üzerine kilise tasvir edilmiş. |
Geçmişte bu şallar sıradan bir yüzük ile kontrol ediliyordu. Şalın geçtiği halka ne kadar küçük olursa, o kadar değer biçilirdi. Yüzyıllar boyunca kanıtlanmış bir teknik mevcut. Eğer bu tekniğe sadık kalınırsa, ürünün kalitesi artıyor ve onlarca yıl kullanılabiliyor. |