TÜRKİYE'NİN DIŞ POLİTİKASI CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İKTİDARINDA NASIL DEĞİŞTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 26 Şubat'ta 65. yaş gününü kutluyor. Erdoğan, politik kariyerinde, İstanbul Belediye Başkanlığı'ndan Cumhurbaşkanlığı görevine kadar oldukça uzun bir yol kat etti. Türkiye Erdoğan'ın liderliğinde ne kadar değişti? Bu süre içinde hangi başarılar elde edildi?
Önde gelen Rus siyaset ve ekonomi uzmanları ile Türkologlar, Türkiye'nin dış politikasının, bölgedeki etkinliği ve ağırlığının, ülkedeki iç politik durumun nasıl değiştiğine ilişkin görüşlerini paylaştı. Türkiye'nin dış ekonomi politikası hangi yönde ilerliyor ve ülke içinde hangi ekonomik hedeflere ulaşıldı?
"WASHINGTON'A DÖNÜP BAKILMADIĞI POLİTİKA"
Rusya Bilimler Akademisi Primakov Ulusal Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Araştırma Enstitüsü'nün kıdemli araştırma görevlisi, Türkolog Viktor Nadein-Rayevskiy, Erdoğan'ın, Washington'un çıkarlarının dikkate alınmadığı bağımsız dış politikayı sağlamlaştırmasını dış politika alanındaki temel başarıları arasında gösteriyor.
Erdoğan, Washington'a dönüp bakılmadığı dış politika yürütme hakkını elde etmeyi başardı. Bu gerçekten de Türk politikasında yeni bir olgu.
— Viktor Nadein-Rayevskiy
Rus uzman ayrıca şunu kaydetti: "Müslüman dünyada konumunu güçlendirmek Erdoğan için önemliydi."

Uzmana göre, Türkiye'nin Astana formatına katılması, Erdoğan iktidarında Suriye yönünde yapılan en olumlu adım.
Türkiye'nin Astana grubuna girmesi, bu yılların en olumlu anlarından biri. Türkiye, Astana sürecine aktif bir giriş yaptı. Bu, Suriye'de en azından iyileşme, savaşı ve bu son derece zor durumu çözüme kavuşturma umudunu veren önemli bir adım. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'deki birçok cihatçı örgütün faaliyetine son veren adımlar attı. Hâlihazırda İdlib, Türkiye için en zor sorun olarak kalıyor. Silah bırakmaya ve savaş sonrası Suriye devletinin inşasına katılmaya hazır olmayan cihatçılar var.
— Viktor Nadein-Rayevskiy
Moskova Devlet Üniversitesi Küresel Politika Fakültesi'nden siyaset uzmanı Doç. Dr. Aleksey Fenenko ise Türkiye'nin Astana formatında yer almasının ABD'nin memnuniyetsizliğine neden olduğuna işaret ediyor. Uzmanın görüşüne göre, ABD'nin Suriye'deki Kürt oluşumlara desteği, Ankara ve Washington arasındaki gerilimi sergileyen sebeplerden biri.
ABD eskiden Türkiye'yi, Sovyetler Birliği'ne karşı mücadele bağlamında anahtar öneme sahip partner olarak görüyordu. Oysa şimdi Ortadoğu'ya farklı bakışlara sahip olduğu ortaya çıktı.
— Aleksey Fenenko
Uzmanın görüşüne göre, "Türkiye, ABD'nin onlara karşı olmasa da yanında olmadığı ve belli aşamalarda yerine başka partneri alabileceği sonucuna vardı."
Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin nasıl geliştiği konusuna da değinen Fenenko, 2015 krizine rağmen, Erdoğan iktidarında iki ülke arasında daha önce görülmemiş yakınlaşmanın yaşandığını ve bu yakınlaşmanın ABD ve İngiltere'yi çok tedirgin ettiğini söyledi. Uzmana göre, bunun sebebi, Washington ve Londra'nın "geleneksel olarak Türkiye'yi NATO'nun doğu cenahının dayanağı olarak görmesi".
2002 yılı
2011 yılı
2019 yılı
"TÜRKİYE, RUSYA VE İRAN, SURİYE'DE LİDER ROLÜNÜ ALDILAR"
Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Ortadoğu Merkezi Başkanı Vladimir Fitin, "Türkiye'nin, Erdoğan'ın iktidara gelmesiyle yüzünü Rusya'yla tam kapsamlı işbirliğine çevirdiğine" dikkat çekiyor. Uzman, iki ülkenin politika alanında karşılıklı anlayışa varmayı başardığını söylüyor.
Bunu her şeyden önce Suriye'deki durum gösteriyor. Türkiye ve Rusya, İran'ın da katılımıyla Astana'da müzakereler organize etti. Bu ülkeler, BM nezdinde yerinde sayan Cenevre görüşmelerinden farklı olarak Suriye çözümü konusunda lider rolünü üzerine aldı.
Vladimir Fitin
Türkiye ve Rusya liderlerinin vardığı anlaşmalar sayesinde bir dizi büyük projenin hayata geçirildiğinin altını çizen Fitin, projeleri şöyle sıralar: "Akkuyu ve Türk Akımı, uygulama aşamasına giren S-400 hava savunma sistemi görüşmeleri, diğer tüm büyük projeler ve ticari ve ekonomik bağların genişletilmesi."
Rus uzman, Türkiye içindeki politik duruma da değindi.

Fitin'in görüşüne göre, Türkiye'deki politik durum istikrara kavuştu, Adalet ve Kalkınma Partisi de ülkedeki lider konumunu koruyor. Uzman, Cumhurbaşkanlığı görevine Erdoğan'ın gelmesiyle, "Birbirini değiştiren hükümetler kaosu sona erdi".
Rusya Ekonomi Yüksek Okulu Politik Bilim Bölümü'nün kıdemli öğretim görevlisi Grigoriy Lukyanov, Türkiye'nin politikasının istikrar kazandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı ve ekibi için prensip öneme sahip başkanlık sistemine geçiş geride kaldığını ve dış politika istikrar kazandı. Bu, önemli sorunların çözümünde Türk yönetimine olduğu kadar doğu ve batıdaki partnerlerine yarar sağlıyor.
Grigoriy Lukyanov
Uzmanın sözlerine göre, "Bölgesel güç ve ulusal sınırlar ötesinde büyük imkanlara sahip bir ülke olarak Türkiye'ye ilgi ve talep devam ediyor."
ABD'nin Türkiye politikasına da değinen Lukyanov, Washington'un Ankara'nın partner olarak kalmasını istediğini ve bu yüzden manevra politikası uyguladığını söylüyor. Uzmana göre, Erdoğan ne yaparsa yapsın, "ABD kendini bu politikaya göre ayarlıyor ve ilişkilere doğrudan zarar verecek ani hareket yapmıyor".

Uzman, Avrupa Birliği'nin de aynı strateji uyguladığını dile getiriyor.
Erdoğan, iç ve dış politikasındaki ihtiyaçlarına uygun biçimde bir orkestra şefi gibi AB'yi yönetiyor. Erdoğan için AB bir özne değil, kendi hedefleri doğrultusunda kullandığı uluslararası ilişkiler nesnesidir.
— Grigoriy Lukyanov
Lukyanov'a göre göçmenler konusu, AB ile ilişkilerde bir nevi "pazarlık aracına" dönüşürken iç politikada acil çözüm bekleyen bir sorun haline geldi.
Lukyanov, genel olarak Türkiye'nin politikasının, Erdoğan'ın henüz politik kariyerin başında belirlediği yönde ilerlediğini vurguluyor.
"Yeni pazarlara, yeni mekanlara çıkış. Afrika yönünde planlı ilerleme. Ortadoğu ve kuzey Afrika ülkelerinde medya, bilgi, ekonomik, kültürel varlığın genişletilmesi".
"TÜRKİYE BÖLGENİN ENERJİ MERKEZİNE DÖNÜŞÜYOR"
Moskova Devlet Diplomasi Enstitüsü (MGIMO) Uluslararası Gazetecilik Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Küresel Ekonomi Anabilim Dalı öğretim görevlisi Doç. Nigyar Masumova, Erdoğan iktidarında Türkiye ekonomisinin iyi yönde dönüştürüldüğünü belirtiyor.
Ortalama yıllık büyüme hızı çok yüksek. GSYİH yapısında da niteliksel değişiklikler meydana geldi: tarımın payı azaldı, hizmet sektörünün payı arttı. Bir dizi büyük altyapı projesi başlatıldı, bunların başında Mavi Akım doğalgaz boru hattı yer alıyor. Türkiye, enerji kaynaklarını Rusya, İran ve Azerbaycan dahil diğer ülkeler sayesinde çeşitlendirmeyi başardı. Türkiye ayrıca bu yıllar içinde, ülkeyi bölgesel enerji merkezine dönüştürme planını da başarılı bir şekilde hayata geçiriyor.
— Nigyar Masumova
Gazetecinin görüşüne göre, Rusya ve Türkiye'nin, Güney Akım'ı Türk Akımı'na dönüştürme konusunda sergilediği hız, bu projeyi en kısa zamanda hayata geçirme niyetinde olduklarını gösteriyor.
"ULUSLARARASI TİCARETTE DOLARDAN VAZGEÇME GİRİŞİMİ"
ABD'nin Türkiye'ye uyguladığı ekonomik yaptırımların ülke ekonomisine olumsuz yansıdığını belirten Rus uzman, şunu dedi: "Bu, ekonomik göstergeleri önemli ölçüde etkiledi, enflasyon arttı, sermaye çıkışı oldu".
Masumova dolardan vazgeçme düşüncesinin Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı döneminde ortaya çıktını söyledi.

Uzman şöyle devam etti: "Dolardan vazgeçilmesi, bazı işlemler için, özellikle Rusya ile yapılan anlaşmalar için gerçekçi bir hedef. Fakat Türkiye'nin yakın ekonomik ilişkileri olduğu her ülke dolardan vazgeçmeye hazır değil. Zira dünya genelinde mali işlemlerde çoğunlukla dolar kullanılıyor. Türkiye de enerji kaynakları ile çeşitli donanım ve makineler konusunda dışarıdan alıma bağımlı olduğu için dolar'sız işlemler sözleşmeler üzerinden sağlanabilir."
Türk lirası bizim çok güçlü dolarımız karşısında hızla aşağı düşerken Türkiye'ye yönelik çelik ve alüminyumda gümrük vergilerinin ikiye katlanması talimatını verdim! Artık alüminyuma yüzde 20, çeliğe yüzde 50 gümrük vergisi. Şu sıra Türkiye ile ilişkilerimiz hiç iyi değil.
Donald Trump
ABD Başkanı
Provokasyonla darbeyle yapamadıklarını şimdi parayla gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Buna açık ifadeyle 'ekonomik savaş' derler.
Recep Tayyip Erdoğan
Türkiye Cumhurbaşkanı
"İRAN VE VENEZÜELLA'YA DESTEK"
Rus uzman, Türkiye'nin, ABD'nin yaptırımları ve baskısıyla yüzleşen İran ve Venezüella konusunda aldığı duruşu da pas geçmedi.

Türkiye, İran'a karşı yaptırımların yeniden yürürlüğe konmasına rağmen bu ülkeyle işbirliğini sürdüreceğini açıkladı.

Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezüella'da muhalif lider Juan Guaido'yu 'geçici devlet başkanı' olarak tanıma kararının şok edici olduğunu söyledi.
Amerika'nın İran'a yönelik yaptırım kararının bölge güvenliğini ve istikrarını tehlikeye attığını, Türkiye olarak bu kararları desteklemediğimizi bir kez daha vurguluyorum. İran'a yönelik haksız bulduğumuz baskıların yoğunlaştığı bu dönemde, kardeş İran halkının yanında durmaya devam edeceğiz.
Recep Tayyip Erdoğan
Türkiye Cumhurbaşkanı
40 yıllık bir siyasi geçmişim var. Sandıktan çıkana saygı duyacaksınız. Sandıktan çıkana eğer saygı duymuyorsanız bunun adı demokrasi değildir. Bu totaliter bir zihniyettir. Maduro sandıktan çıkmıştır. Sayın Trump'ın bu tür bir açıklaması demokrasiye inanmış bir insan açısından beni de şok etti.
Recep Tayyip Erdoğan
Türkiye Cumhurbaşkanı
Uzman, Türkiye'nin bu ülkelerle işbirliği yolunu seçerek, bu işbirliğinden vazgeçmesi durumunda olacağından daha çok şey kazanacağını kaydetti:
"Rusya'nın Venezüella ve İran'daki çıkarları, Türkiye'nin çıkarları ile örtüşüyor. Bu noktada Türkiye'nin bu işbirliğinden elde edeceği ekonomik yarar, işbirliğinden vazgeçmesi durumunda olacağından daha büyük."
Made on
Tilda